İSA’NIN ÖNDERLIĞI
BÜTÜN HALKINA
İsa Mesih’in ve Kutsal Ruh’un egemen ve yanında olduğu insanlar haricinde kararları, parayı ve insanları kontrol eden resmi bir patron olması da kesinlikle doğru bir şey değildir. Hep birlikte birbirimiz için varız ve unutmayın hepimiz O’nun Kahinleri olarak birbirimizi kollamalıyız.
7/5/2006
Yanlış inançlar yıllar boyunca insanlara onarılmaz zararlar verirken, sadece birkaç kişiye bazı konularda kazanç sağladı. Bazı “liderler” zengin, ünlü ve güçlü olmak adına diğer insanları ezdiler. Ve bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, her yerde insanlara örnek olarak işaret edilen – onların nezdinde – “kahramanlaştırılmış” Hristiyanların karşısında bazı “kötü” Hristiyanlar olduğunu göreceksiniz. Bu çok yanlış bir düşüncedir. İsa Mesih Matta 23. bölümde öğrencilerine şunları söylemiştir: “Kimse sizi `Rabbî’ diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye `Baba’ demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da Göksel Baba’dır. Kimse sizi `önder’ diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih’tir.” Gerçek Hristiyanlıkta İsa Mesih dışında “kahraman” yoktur. İsa Mesih’in ve Kutsal Ruh’un egemen ve yanında olduğu insanlar haricinde kararları, parayı ve insanları kontrol eden resmi bir patron olması da kesinlikle doğru bir şey değildir.
Efesliler Mektubu’nun dördüncü bölümünde yazılana göre İsa Mesih kendi armağanlarını bütün öğrencilerine ve izleyicilerine bıraktı. Aralarından bir kişiyi seçip ona armağanlarının hepsini devretmedi. Kutsal Ruh’un kendisi de kocaman bir hediyedir; ama gerçek bir Hristiyan’ın – yaşamını gerçekten isa Mesih’e adayan birinin – Kutsal Ruh sayesinde çok özel bir armağanı daha olur.
Bu armağanınızın İsa Mesih’ten geldiğini hatırlayın. Kutsal Kitap’ta sıralanan bir sürü armağan vardır. Mesela, merhamet armağanı – bu armağan İsa Mesih’in bazı insanlara bahşettiği kendinden bir parçadır, olağanüstü bir yetenektir. Hepimizin merhametli olması gerekir; ama Kutsal Ruh’un verdiği doğaüstü merhamet armağanı bilinen bir armağandır. Bütün yetki ve yargı İsa Mesih’e ait olduğu için ve bütün armağanların İsa Mesih’in bir parçası olmasından dolayı, bizim de bize verilen bu olağanüstü hediyeleri mutlulukla karşılamamız gerekir.
Ayrıca Tanrı’nın bütün halkında önderlik armağanı vardır. Kutsal Kitap’ta bizim için Kahinler topluluğu denir; dikkat edin – Kahinlerin de katıldığı bir topluluk değil, Kahinler topluluğu. Levililer gibi ayrı bir grup Yeni Anlaşma’da yoktur, artık herkes birbirinin Kahini olmalıdır. Tanrı’nın istediği hep aynı tek bir bilge adamın vaazlar verip durması değil. İsa Mesih armağanlarını bütün halkına paylaştırıp kutsal insanların toplandığı bir Egemenlik oluşturmuştur. Hepimize kendinden ayrı bir parça verip genç ya da yaşlı olsak da değişmemizi sağlamıştır. Bu yüzden hep birlikte yaşamalıyız, çünkü hepimizin İsa’nın bütün armağanlarına ihtiyacı var! İsa Mesih’in bütün her şeyi, yüzlerce armağanı, Aile’sine pay edildiği için hepimizin kardeşler arasında kardeşçe yaşaması gerekir. Tek bir kişinin hükümdarlığı diye bir şey yok; olamaz da. Hep birlikte birbirimiz için varız ve unutmayın hepimiz O’nun Kahinleri olarak birbirimizi kollamalıyız (İbraniler 3:12-13).
Yalnızca bir kişinin “Tanrı’nın adamı” ünvanını taşıması ve herkesin onu izlemesi gibi saçma bir şey hiç de olası değil. 1800 yıldan fazla bir süre boyunca insanlar önderliği tek armağan zannettikleri için bir sürü yanlış yapıldı. Fakat unutulan önemli bir nokta, önderlik edebilmenin İsa Mesih’in bize bahşettiği armağanlardan sadece bir tanesi olduğudur. Tanrı’nın Evi’ni yanlış inşa edersek hepimiz kaybederiz. Eğer aramızdan bir kişi öne çıkıp tek konuşan kişi olursa kimse diğerlerinin armağanlarından hiçbir şey alamaz. Sadece o önde olan kişinin armağanlarından yararlanabiliriz – ki bu çok yetersiz kalır. Hepimiz Tanrı’nın yüceliğine tanıklık etmeyi ve yaşamlarımızın değişmesini istediğimiz için İsa Mesih’e çok ihtiyaç duyarız. Ve unutmamalıyız ki hepimiz İsa Mesih’ten bir parça taşıyoruz ve yaşamımızda bütün parçalarına ihtiyacımız var. Tanrı bütün bu hediyeleri birbirimizle kardeşçe paylaşalım diye bize verdi. Bu yüzden İsa’nın sadece bir özelliği ile yetinip kendi başımıza kalmamalıyız.
Şimdi daha önce neden cesaretten bahsettiğimizi anlayabiliyor musunuz? Çünkü bütün yaşamımız değişmek zorunda. Şu zamana kadar yaşadığınız gibi yaşamınıza devam edemezsiniz. Kendi armağanlarınızı kullanmaya ve başkalarınınkinden fayda görmeye başlamanın vakti geldi. Tam da şu an, sadık olmaya ve de cesaretinizi toplamaya karar vermeniz gerekiyor. Eğer olduğunuz yerde oturmaya devam edecekseniz, armağanlarınız gittikçe küçülerek yok olacaktır. Güven duyulan ve armağanlar sunulan kişi bu inancı boşa çıkarmamalıdır. Elindeki bir talantı gömen köleye neler olduğunu hatırlıyor musunuz? İsa’nın anlattığı hikâyeyi hatırlayın: “Kötü ve tembel köle!” İsa da bize yapmamız gerekenleri yapmazsak böyle diyecektir. Eğer armağanlarımızı yani yeteneklerimizi kullanmazsak bizler de birer “kötü ve tembel köle” oluruz.
Peki ya birileri tarafından yatağa bağlanmış bir sporcuysanız? Bir şampiyon bile olsanız, yatağa uzun süre bağlı kalırsanız kaslarınız zayıflar ve sonunda ölürsünüz. Yapabileceğiniz bir sürü şeyi, bu şekilde yatağa bağlı yaşayarak yapamamış olursunuz. İnsanoğlunun Tanrı’nın isteğine rağmen neler yaptığının farkında mısınız? 1800 yılı aşkın süre boyunca Tanrı’nın evi diye inşa edilen şeylerde Tanrı’nın halkından insanlar aynı örnek verdiğimiz gibi yataklara bağlandılar ve ayağa kalkıp koşamadıklarından dolayı da yapmak için doğdukları görevleri yerine getiremediler. Çünkü insanlar Tanrı’nın Evi’ni yanlış biçimlerde oluşturmuşlardı, Tanrı’nın sözü’nü dikkate almamışlardı. Eğer kiliseyi bir kişiyi yücelten ve diğerlerinin armağanlarını pek dikkate almayan bir şekilde oluşturmuşsak gerçekten suçumuz çok büyüktür; çünkü böyle yaparak sadece kendimizi değil, başkalarını da kullanılmayan armağanlardan yoksun bırakmışızdır.
Bu suçun sebebi insanların kötü olması değil, bazı şeyleri yanlış yapmalarıdır. Bu yanlışlar da genellikle Tanrı’nın Tasarısı’na uygun bir şekilde Tanrı’nın Evi’ni yapmayı bilmeyişimizden kaynaklanır. O kadar zaman boyunca Hristiyan dünyası kendi kimliği üzerine çok soru sordu: Hristiyan kimdir, kim önderlik yapmalıdır, gündelik yaşam nasıl olmalıdır, toplantılarda neler yapılmalıdır, gibi… Şimdi de Babamız bu soruları sizin yaşamınıza yöneltiyor. Geçmişte de olduğu gibi, her ne kadar reddedilse de, Tanrı’nın Gerçekleri insanı özgür kılar. Tanrı yaşamınızı ve etrafınızda olanları mucizevî bir şekilde değiştirecek. Bunlar çok önemli, değerli ve güçlü gerçekler. Tanrı’nın bize olan güvenini boşa çıkarmamalıyız; bu yüzden yaşamımızda daha önceleri inkâr ettiğimiz ve itaat etmediğimiz Gerçeğ’i artık yaşamımıza almak için önce cesaretimizi toplamalıyız. Siz O’na ait ederek yaşamaya başladığınız andan itibaren İsa Mesih sizin Çobanınız, Önderiniz ve koruyucunuz olacaktır.